BolununSesi; Halkın Gazetesi

Yeni yıl.. Planör..​​​​​​​

Erdoğan Mühürcüoğlu

Yeni yıl.. Planör..​​​​​​​
    31 Aralık 2022

         YENİ YIL.. PLANÖR..

          Hep söylerim; Bolu ile ilgili ne kadar önemli bilgi varsa hep yabancılardan gelmiş diye.. Yolu bir şekilde bu taraflara düşmüş asker, memur ve onların yakınlarından..

    * * *

          Babası Raşit Bener'in görevi nedeniyle çocukluğunun bir bölümü Bolu'da geçen Erhan Bener'in ''Kurmacasız Bir Yaşam'' adlı kitabını okuyorum.. Bir yazarı sevdiysem bütün kitaplarını okumak gibi bir takıntım var benim.. Onun ''Acemiler, Yalnızlar, Loş Ayna, Kedi ve Ölüm'' gibi bir kaç kitabını okumuştum.. Bu kitabında da yine çocukluğumuzun izleri var satırların arasında.. Hükümet konağı yangını var, evlerinin yakınında izlediği idam edilen birinin ona günlerce uyku uyutmayan görüntüleri var..

    * * *

           En çok da çocukluk arkadaşı Hüseyin'den, Hüseyin'in kalaycı olan babasından bahsediyor yazar.. ''Çok yoksuldu Hüseyinler'' diyor.. ''Okul çıkışında bize giderdik, annem o geldi diye çeşit çeşit yiyecekler ikram ederdi Hüseyin'e.. Evdeki bakır eşyalar da babasının Bakırcılar Çarşısındaki dükkanına giderdi hep..

    * * *

          Fırka'da donmuş havuzun üzerinde az mı kaymışlar, az mı havuza yuvarlanmışlar birlikte.. Evlerinin altından geçen tünelde dizlerinin üzerinde yürüyerek az mı define aramışlar..

    * * *

           Tünelde define aradıklarını bölümü okurken Mürvet Merdan Hocaya mandolin kursuna gittiğimiz günler geldi aklıma.. Çıkınlar yolu üzerinde keşfettiğimiz kanallar, sarnıçlar ve derinliği yer yer 2,5 metreyi bulan dehliz.. İçine girip oynadığımız, ama korkudan fazla ilerilere gidemediğimiz..

    * * *

           Bütün bunlar bir yana, beni en çok şaşırtan, okudukları bir derginin etkisinde kalıp tahtadan bir planör yapmaları oldu.. Ve o planörle Fırka'dan havalanıp Karaçayır'a uçma hayalleri.. ''Halkevi evimizin tam karşısında, bir tepenin üzerindeydi'' diyor Erhan Bener.. ''Arkadaşım Nazım çok pratik bir çocuktu'' diyor, ''fen bilimlerine ilgisi çok fazlaydı, serüven meraklısıydı.. O kadar serüven meraklısıydı ki, tahtalardan bir planör bile yapmıştık Fırka'da.. Ne düşler kurduk o planör üstüne, ne düşler!''

    * * *

           ''Nazımla Fırka tepesinin kenarına planörü kurduk'' diyor, ''sonra Nazım'ı yukarıda bırakıp ben ve Hüseyin yamacın altına indik.. Biz Planörü iplerinden tutup çekecektik o da havalanacaktı..''

    * * *

           ''Biz iplerinden çekecektik o da havalacakti'' diyor ama öyle olmamış.. Planör yeteri kadar havalanamayınca büyük bir gürültüyle üzerlerine düşmüş bunların.. Allahtan ufak tefek sıyrıklarla atlatmışlar bu çılgınca denemeyi..

    * * *

           Akpınar'da, Dumanlar'ın evinin bahçesinde yaptığımız Uzay Aracı'nı hatırladım Planör'ü okurken.. Eski bir Gazocağından yaptığımız Sputnik1' Uzay aracını.. Havada bir kaç takla attıktan sonra komşu evlerden birinin çatısına düşen.. O arkadaşımla vefatından kısa bir süre önce Turizm İl Müdürlüğünde konuşmuştuk.. Sanırım Turizm İl Müdürüydü o sıralar, ya da vekili..

    * * *

           BUKET..

          Yılmaz Güney'i Buket Meyhanesi'nde Akpınar'ın delikanlılarıyla kafaları çekerken göreceğim, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.. Kepçe Ayhan'la, Rıdvan Taşdelen'le, Radyocu İsmail'le..

    * * *

          Fotoğrafa bakarken ''Bu şehir sanki film platosu'' diyen arkadaş geldi aklıma.. Taşhan'ı, Buket Meyhanesi'ni, Çukur Han'ı sayarken ''bu şehir sanki film platosu azizim'' diyordu.. Hele Buket Meyhanesi.. Bir de atların bağlandığı tahtadan bir bariyer olsa önünde, bildiğin kovboy filmlerindeki Barlardan biri.. Kovboy filmlerinmde kavgaların yaşandığı, tek yumrukta camdan fırlayan adamların olduğu Saloon..

    * * *

           KAFADAN GAYRİ MÜSELLAH..

          'Kafadan gayri müsellâh mışız biz'' diyor arkadaş.. ''Tam anlayamadım dedim; ''neymişiz neymişiz? ''Kafadan gayri müsellâhmışız.. Kafadan kontakmışız yani, biraz terelelli..'' Mazhar Amcanın Saray Sineması önünde at üzerinde çekilmiş fotoğrafını gösterirken kullanıyor bu deyimi.. ''Baksana! diyor ''Kovboy filmlerinin Clint Eastwood'u gibi rahmetli..'' Mazhar Amcanın bir yakınının atıymış o.. Babamın da arkadaşı olan Belediye Elektrik tahsildarı Muharrem Amca'nın atıymış.. Zeki Özen'in babasının.. Babamın da vardı aynısından..Tahsildar atıydı o da.. Resmi Hizmete Mahsustu..

    * * *

           Tuzcu Mazhar amca ile bir Banka müdürü arasında yaşanan kavgayı anlatıyor sonra.. Bankanın ortasında başlayan, akşam Fırka'da devam eden kavgayı.. Yaşanan arbededen sonra olay yerinden kaçan Mazhar Amcanın ertesi günü eve gelen polisler tarafından önce Çarşı Karakoluna götürülmesi, daha sonra da mahkemeye çıkarılması var bir de..

    * * *

           Olayın mahkeme safhası tam evlere şenlik.. İzleyenlerin kahkahalarla izlediği bir duruşma yaşanmış o gün Adliyede.. Hakim önce ufak tefek, tombulca biri olan Mazhar Amcaya bakıyormuş, sonra da Sumo Güreşçisi gibi Müdüre.. Müdürün; ''Bu Mazhar dönüp dönüp tekme attı bana Hakim bey, zıplayıp zıplayıp burnuma yumruk attı'' sözleri, Hakimin müdahale etmek zorunda kaldığı kahkahalara neden olmuş salonda..

    * * *

           Buketi anlatıyorduk.. O mekanda şahit olduğumuz kavgaları.. Geri geri çekilip kavga ettiği adamın sırtına atlayan mı ararsın, rakibin sırtına yerleşip, ayaklarını beline dolayarak kendini sağlama alan mı.. Elektrikçi Mehmet Özdemir'in dükkanından izlediğimiz bir kavga vardı hafızalarımıza kazınan.. Önce Buket'ten birini attılar dışarı, sonra paltosu geldi, peşinden şapkası.. Bir kaç saniye sonra da içerde kalan ayakkabının teki..

    * * *

           YENİ YIL..

           Acısıyla tatlısıyla Koca bir yıl daha geçti ömrümüzden.. Gerçi ben ''Yeni yıl gelmiş neyime'' diyenlerdenim.. ''Geldiyse geldi! diyenlerden.. Gençlerin; ''çokta tın çokta fifi ! dediği gibi.. Piyango bileti yok, Tombala yok, Zeki Müren yok, Nesrin Topkapı yok.. Nesrin Topkapı olmadan yılbaşı mı olur? Biz, her yıl TRT'de dansöz izleyerek yeni yıla giren nesiliz.. En küçük figürünü bile atlamadan izleyen, izledikten sonra uzun süre kendine gelemeyen efsane nesil..

    * * *

           Yeni yıl İyilikler, güzellikler getirsinmiş.. Getirsin de, getirmiyor ki birader!. Bırak getirmeyi, yeni yılla birlikte başımıza gelmeyen kalmıyor.. Kazalarla, belalarla, yeni yeni hastalıklarla boğuşuyoruz..

    * * *

           Ben Yılbaşı dendi mi; şehrin çam dalları ve abajur kağıtlarıyla süslenmiş vitrinlerini hatırlarım.. Bir de Mustafa Başaran Hoca'nın evinde Christmas partisi düzenleyen Barış gönüllülerini.. Miss Hradec ile Emily Raydec'i.. Bir de Tavuk'çu Kamil Ağa'yı tabii.. Koltuğunun altında temizlenmiş Hindi gezdirirken, ya da,Turist Otel'in önündeki ağacın dalına astığı tavuklarına müşteri beklerken..

    * * *

          Geçenlerde onun Şehir Kulübündeki bir iddia üzerine, Belediye önünden yukar çarşıya kadar yarı çıplak halde koştuğu anlatılmıştı.. Şehir kulübü de acaip muhabbetlerin döndüğü bir yer o sıralar.. Kadife Kemal, Genca Hamdi, Kara Ahmet.. Herkes orada.. Gece evdekileri uyuttuktan sonra çizgili pijamalarıyla gelen Hüseyin Avlacıoğlu bile..

    * * *

           Neyse; bitirirken, yeni yılın herkes için mutluluk, huzur ve en önemlisi sağlık getirmesini diliyorum.. İnsanların birbirini daha çok anladığı ve kötülüklerin azaldığı yeni bir yıl..

         Hoşça kalın..

         Erdoğan MÜHÜRCÜOĞLU.. (31.12. 2022)

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak